Belediye Başkanıysa Hakareti Haketmiştir!

Belediye Başkanıysa Hakareti Haketmiştir!

"Bu gün itibarıyla, oylarımızla seçtiğimiz belediye yönetimlerinin bir yılı doldu. "

30 Mart 2014 günü sandık başına gitmiş ve ‘Ortak Yaşam-Ortak Yönetim’ anlayışıyla iktidara talip olan BDP’ye, Van’daki toplam 14 belediyeden (Büyükşehir dahil) 12’sini teslim edildi.

2 belediyeye de AKP adayları getirtildi.

Mazbatalar alınır alınmaz.  Van halkı, mahşeri Kalabalıklar halinde Belediyelerin önüne akın edip ortak oldukları başarının haklı gururunu yaşadılar.

Haklıydılar, çünkü bu sonucu yaratan onlardı ve adına da “HALK” deniliyordu.

Belediye başkanları mazbatalarını alıp başkanlık koltuklarına oturdular.

“Ortak Yaşam ve Ortak Yönetim” ilkesini şiar edinen BDP ise seçilmiş başkanların yanına birer ‘Eş Başkan’ vererek daha şeffaf ve daha katılımcı bir belediyecilik yönetimini hayata geçirdi.

Hizmette ve yaklaşımda eşitlik ilkesi esas alındı.

Yani Ertoşi’ye nasıl bir hizmet verilecekse Kurhesinili vatandaşa da o temelde hizmet verilecek ve aynı saygınlıkla yaklaşılacaktı.

Xaçort’a giden hizmet, Siirtli teyzenin sokağına da götürülecekti.

Artık, seçimlerde, kime oy verildiğinin, hangi adayın ve hangi partinin desteklendiğinin kıymet i harbiyesi yoktu.

Belediye başkanları herkesin başkanı belediyeler de Tüm Van halkının belediyesiydi.

Bu anlayışla, karınca kararınca bir yıl boyunca, günahı ve sevabıyla bir şeyler yapılmaya çalışıldı.

“Eksiği ve fazlası  “ ‘var’ yâda ‘yok’ demiyoruz…

Halka hizmetin sınırı olduğunu da söylemiyoruz. Hatta ve hatta yapılan hizmetlerin bir lütuf olduğunu da iddia etmiyoruz.

Amma ve lakin….

Belki birileriniz yine “sözü dolaştırdı, evirdi-çevirdi, belediyeleri methiyeye getirdi” diyenleriniz olacak. Bu da sizin takdiriniz.

Ben gözlemlerimi ve duyduklarımı yazmak zorundayım.

BU YAPTIĞINIZ ALENİ LİNÇ’TİR

Bakıyorum da özellikle son zamanlarda, belediyelere ve belediye başkanlarına karşı kasıtlı bir linç girişimi başlatılmış.

Belediye başkan ya da eş başkanlarının, kimi belediye meclis üyelerinin itibarsızlaştırılması için çok kirli bir politika yürütülüyor.

İnsanların midesini bulandıran bu kirlilik belediye başkanlarının ve seçilmişlerin itibarsızlaştırılmasına yöneliktir.

Onların çalışma şevkini kırmaya yöneliktir.

“Ben oy verdim, başkanın kapısını tekmeyle açarım. Başkan karşımda esas duruşta durmak zorunda, ben seçenim” anlayışıyla kraldan daha kralcı kesilenler var.

Bunlar dâhili ve harici, ihtiraslı, kaprisli, entrikacı ve inanın ki sayıları bir elin parmakları kadar olmayan kişilerdir.

Her dönemde aynı role soyunurlar.

Seçim öncesi tezgâhlamaya çalıştıkları kirlilikleri bu güne taşıyorlar.

Halk çoğunluğunun böyle bir derdi yoktur.

Eğer ki bu kirliliğin ortağı halk olsaydı, her mitingde, her kongrede her eylemde on binler olup alanlara inmez ve belediyelerini belediye başkanlarını sahiplenmezlerdi.

Böylesi bir tahribatı yapan kimdir biliyor musunuz?

İçeriden ve dışarıdan kumpas kurmaya çalışan basiretsiz kişiliklerdir.

“Neden rahatsızdırlar?” derseniz…

Anlatayım…

Ahbabını işe sokamamıştır.

Kamu hakkı olan alanların kendilerine peşkeş çekilmesini sağlayamamıştır.

Farklı siyasi anlayışlara şirin görünmek adına yapmıştır.

Ama bunları dillendirmeye cesaret edemez…

Halkın hassas olduğu cephede saldırıya geçer.

“Sahiller neden çamur deryası, falan kişinin fazla kat çıkmasına neden izin verildi. Belediye başkanın kent sorunları konusunda valinin, müdürün, esnafın yanında ne işi var?” tarzında alabildiğine kirli ve seviyesiz saldırılar.

Yoksa kentin güllük gülistanlık olmadığını biz de biliyoruz.

Ama daha üç-beş sene öncesine kadar, çamur deryası içinde olan kentin sokaklarını unutmadık.

Vatandaşa içirilen arsenikli suları unutmadık.

Yol yoktu yol…

El insaf.

Şimdi tüm Van’ı geziyorsun bir tek sokak asfaltsız değil.

Onlarca yeşil alan yaratıldı. Yeni parklar açıldı.

Onlarca eğitim destek evi açıldı.

Taciz, hakaret, saygısızlık dolu toplum taşım geride kaldı.

Van halkı ilk kez ulaşımda konforla tanıştı.

Rantın, hırsızlığın önü kesildi.

Birey değil toplum endeksli çalışmalar yapıldı.

Çevresel ve çevreyle ilgili alanda hatırı sayılır projelere imza atıldı?

Ya peki Osman Baydemir’in dediği gibi, bu belediyelerin diktiği ağaçların dalları nerenize battı?

Evet, doğrudur.

Belediye personelinin zafiyetleri olabilir.

Trafik sorunu sıkıntı yaratıyor olabilir.

Kimi ihaleler hakkında kirli duyumlar almış olabilirsiniz, asma bunları sorgulamadan, araştırmadan, paylaşmadan sadece ihtiras ve kaprislerinizle bir halkın iradesini nasıl itibarsızlaştırırsınız?

Bu kadar acımasız ve ihanetçi bir yaklaşımla yıpratmaya çalıştığınız belediye başkanlarının ve yöneticilerinin, belediye başkanı olmanın dışında birer insan, birer anne ve baba olduklarını düşündüğünüz oldu mu?

Gidip kendilerine “bir gününüz nasıl geçiyor?” diye sordunuz mu?

Onların hastaları yok mu?

Onların çocukları yok mu?

Acıları tasaları yok mu?

Acıkmıyorlar mı?

Uyumuyorlar mı?

Senin, benim gibi insani ihtiyaçları yok mu?

Sen evinde uyurken, sen iş tezgâhlarını kururken onların nerelerde olduklarını, günde kaç saat evlerine gittiklerini sordun mu?

Varsa vicdan vicdanla, varsa merhamet merhametle, Allah korkusu varsa Allah korkusuyla…

El İnsaf!..

Cidden el insaf…

Eğer ki yolsuzlukları, ihanetleri, kirlilikleri varsa sizden önce yazıp konuşmayan namerttir.

Yok, eğer sırf ihtiras ve kaprislerinizle tahribat yapıyorsanız en büyük namert siz olasınız.

Şimdi buyurun eteğinizdeki taşları dökün.

Konuşabildiğiniz kadar konuşun.

Yok, eğer yalancıysanız derdiniz başkaysa ömür boyu susun.

Susun da bu halk rahat etsin.

GÜL GÜN / GÜNDEMX

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.