Bakan Çelik’ten 'vize serbestisi' açıklaması

Bakan Çelik’ten 'vize serbestisi' açıklaması

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, vize serbestisi konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, Birleşik Krallık’ın Avrupa ve Amerika’dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakanlıkta düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada Bakan Çelik, Duncan’ın bir darbe girişimi karşısında nasıl tavır gösterilmesi konusunda bütün AB’ye ders verdiğini belirterek, “Çünkü daha önce de AB kurumları ve yetkilileri bu konuda sınıfta kaldılar. Mısır’da gerçekleşen darbe girişiminden sonra ‘biz taraflara itidal tavsiye ediyoruz’ gibisinden son derece vizyonsuz açıklamalar duyduk. Darbe yapanla darbe yapılan eşit taraf kabul edilip de iki tarafa da itidal tavsiye edilmez. Burada darbe yapan kınanır ve meşru muhatabın darbeye maruz kalan olduğunun altı çizilir. Maalesef Türkiye’deki darbe girişiminden sonra bu vizyonsuz cümle tekrar edildi bazı siyasetçiler tarafından. Tankın namlusunu bize doğrultmuş olanlarla, savaş uçaklarıyla halkımızı bombalayanlarla iki tarafa da itidal tavsiye edilmiş oluyor. Bu çok vizyonsuz bir açıklama ve demokrasi tarihine kara leke olarak geçecek. Türk halkı demokrasiyi koruma bilinciyle sokaklara dökülerek, dünyanın demokrasi tarihini yeniden yazmıştır. Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı tanklara karşı, savaş uçaklarına karşı hayatını tehlikeye atarak demokrasiyi korumuştur. Hala seçilmiş Cumhurbaşkanına otokrat diyenler, otoriter diyenler var. Otokratlar ve otoriterler halka karşı tankın arkasına saklanırlar. Bunların net anlaşılması bakımından anlamlı süreç yaşıyoruz” diye konuştu.

“Eğer vize serbestisi gerçekleşmezse Geri Kabul Anlaşması'nı zaten yürürlüğe koymuyoruz"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, İngiltere'nin Brexit süreciyle AB’den çıkma kararı alırken Türkiye'nin AB ile müzakerelerde bulunduğu hatırlatılarak, vize serbestisi ve Geri Kabul Anlaşması'yla ilgili sorulan soruya, “Her zaman şunu söylüyoruz. Brexit sonrasındaki süreçte İngiltere AB’den çıkma süreci başlatıyor ama Avrupa’dan çıkmıyor. İngiltere her zaman bir Avrupa devleti olacak ve Avrupa gücü olarak bundan sonra da Avrupa gücü olmaya devam edecek. Brexit meselesini sadece İngiltere’nin AB’den çıkması olarak algılamak lazım ama Avrupa’dan çıkması olarak düşünmemiz lazım. Bizde şuanda AB üyesi değiliz ama tarih boyunca Avrupa gücü, devleti olduk, olmaya devam ediyoruz. 15 Temmuz’da bir kez daha gösterdik ki Türkiye’de birinci sınıf bir Avrupa demokrasisi vardır. Bizim söylediğimiz bu göç krizi, küresel sistemin karşı karşıya kaldığı en büyük krizlerden bir tanesi. AB bu göç krizini ancak Türkiye ile işbirliği yaparak yönetebiliyor ama Türkiye’ye verdiği sözleri tutmuyor. Ne Avrupa’ya alınması gereken mülteci sayıları konusunda doyurucu rakama ulaşılmış durumda ne Türkiye’ye vaat edilen mali yardımlar etkili bir şekilde geliyor. Hiçbiri söz konusu olmuyor. Son derece yavaş işliyor bu konular. En sonunda vize serbestisi konusunda terör yasamızın değiştirilmesinden bahsediliyor. FETÖ Türkiye’ye saldırıyor, PKK saldırıyor, DEAŞ saldırıyor. 55-65 ülkelik koalisyonun baş edemediği DAEŞ ile Türk ordusu Cerablus’a girdi, mücadele etti. ilk defa Avrupa sınırları DEAŞ’ten temizlendi. NATO sınırları temizlendi. Bu bizim başarımız. Böyle bir şart altında bize terör yasamızı değiştirin demek Türkiye’nin güvenini tehlikeye atmaktır, Avrupa’nın güvenliğini tehdide atmaktır. Terörle ilgili konuyu Avrupa Konseyi'ndeki mekanizmalara bırakalım ve Türkiye’ye vize serbestisi verilsin. Ama buna rağmen bu tip verimli yollar varken, Türkiye’nin bu şartlar altında terör yasasının değiştirilmesinde ısrar edilmesinden biz şunu anlarız, demek ki vize serbestisi konusunda samimi davranmıyorlar, işi yokuşa sürmeye çalışıyorlar. Eğer vize serbestisi gerçekleşmezse Geri Kabul Anlaşması'nı zaten yürürlüğe koymuyoruz. Eğer sene sonuna kadar gerçekleşmezse de zaten vakit geçti ama sene sonunda bir takvim olarak söylemiyorum doğal bir ölüm süreci gerçekleşir bu sürecin. Ondan sonra da Geri Kabul Anlaşması'nın hayatta olmasının manası kalmaz. Fes edilmesi yoluna gidilir” değerlendirmesinde bulundu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.