88 yıllık cesaretin adı

88 yıllık cesaretin adı

Lorîkvan ve dengbêj Dilşah Özcan, 88 yıllık ömrünün büyük bölümünü diyar diyar gezerek seslendirdiği klam ve ağıtlarla geçirdi.

İZMİR - Yaşlanmasına rağmen sesindeki o hüzün ve ruhu saran güzelliğin canlılığını koruduğu Dilşah ana, çok yürekli ve cesur bir Kürt kadını olmuş hayatı boyunca da. Eşinin ve çocuklarının ölümü, zindan kapıları, açlık grevleri, yürüyüşler, polis hakaretleri ve mahkeme salonlarından "Kürtçe konuştuğu" gerekçesiyle çıkarılması Dilşah anayı bu cesaretinden ve iradesinden alıkoyamamış.

Dilşah Özcan Kürtçede ağıt yakan anlamına lorîkvan. 45 yıl boyunca ağıt yakmış, ağlamış ağlatmış. Acılı coğrafyada yaşayan halkın birçok duygusunu, onların yüreğiyle haykırmış. Güzel sesiyle klamlar seslendirip, acıların ve mutlulukların dili olmuş. 1923'te Muş'un Varto İlçesi'nin Dilova Köyü'nde dünyaya gelen Dilşah ana, 13-14 yaşlarına kadar ailesiyle yaşamış. Dilşah ana evlenip, Muş'a bağlı Kızılağaç Köyü'ne yerleşir. Kızının 7 yaşında yanarak yaşamını yitirmesi kendisi ve eşi için büyük bir yas olarak yaşamlarında yer edinen Dılşah ana, bunun üzerine bu evde kalamayarak, eşini kendi köyüne yerleşmeleri için ikna eder. Babasının köyüne dönerek, yaşadığı acıdan bir nebze uzak kalacağını düşünen Özcan, "Kendi köyüme döndükten sonra eşimle babamdan aldığımız birkaç dönümlük arsada birlikte tarlaları ekip biçmeye başladık ve yaşamımızı bu şekilde 20 yıl burada idame ettik" sözleriyle yaşamındaki o ilk yasın ardından yaşadıklarını özetliyor.

Bu süre içerisinde çocuklarına ve tarla işlerine bakan Dilşah ana, farklı yetenekleriyle de saygınlık kazanır. Çok güzel bir sese ve iyi bir dengbéj gırtlağına sahip olan Dilşah ana, söylediği klamlarla insanları etrafında toplar. Cenazelerde ölen insanlar için doğaçlamalar yapar, kaşlarının yapısını, gözlerinin rengini, boyunu, hareketlerini, yaşamında yaptığı iyi şeyleri, güzel huylarını ağıtlarıyla detaylandırarak, kimi zaman bunu saatlerce durmadan icra ederek anlatır. Söylerken hissettiğini ve ağıtlarına gözyaşları eşlik ettiğini belirten Dilşah ananın gözyaşları, doğaçlamalarıyla birlikte insanların kaybettikleri yakınlarına daha fazla üzülmelerine yol açarak onları da ağlattığını söylüyor. Dilşah ana, Aynı zamanda çok güzel bir hikaye ve masal anlatıcısı. Dilşah ana, dengbéj yanından da şu şekilde bahsediyor: "Çevremdeki insanlar her fırsatta benden onlar için klam söylememi istiyordu. Bazen bir araya gelir masal, hikaye anlatmamı isterlerdi."

Vefasızlığa isyan

Halen de zaman zaman gittiği cenazelerde ağıtlar yakıp, kendisiyle birlikte herkesi de ağlatan Dılşah ana, ağıtları ve klamlarının hayatındaki yerini, "Büyütüp baktığım, üzerinde emeğimin olduğu kişiler beni arayıp sormuyor. Kapımı açıp da yalnızlığıma ortak olan yok. Şimdi klamlarımı da ağıtlarımı da kendim için söylüyorum. Yaşamımdaki eksiklikleri böyle tamamlıyor gibi hissediyorum" sözleriyle tanımlıyor.

6 çocuğu ve eşini kaybetti

Uzun yıllar Kızılağaç Köyü'nde yaşayan Dilşah ana bu sırada 12 çocuk dünyaya getirir ve çeşitli hastalıklardan dolayı çocuklarının 6'sını üst üste yitirir. Çocuklarının ölümünden sonra eşinin bronşit hastalığı da gitgide ağırlaşınca bunun kendisinde büyük bir üzüntü yarattığını söyleyen Dilşah ana, "46 yıl beraber yaşadık ama bir gün dahi birbirimizi kıracak ya da incitecek bir şey söylemedik. Eşimin hastalığı ilerleyince de eşime bir çocuğa bakar gibi baktım. Hep sevdim. Eşim sürekli ona klamlar söylememi isterdi, bazen saatlerce başında oturur sevdiği klamları söylerdim ona" dedi. Kısa süre sonrasında eşini de kaybeden Dilşah ana, 6 çocuğuyla baş başa kalıyor.

Sayısız klama can veren güçlü bir sese sahip

Eşini kaybettikten sonra çocuklarıyla birlikte Muş merkeze taşınma kararı alan ve 5 yıl burada yaşayan Dilşah ana, bu süre içerisinde akrabalarının desteği ile geçindiğini ifade etti. Burada da klamlar söylemeye, masallar ve hikayeler anlatmaya devam eden Dilşah ana, yine çevre tarafından sayılan ve hürmet edilen bir kadın oluyor. Sayısız klam bilen, güçlü bir sese sahip kadın bir dengbéj olduğu burada da çevre tarafından kabul ediliyor. 5 yıldan sonra şu an da Aydın'ın Didim İlçesi'nde yanında kaldığı ve inşaat işinde çalışan oğlu Necat Özcan'ın yanına gelen Dılşah ana, 3 yıl kadar oğluyla birlikte yaşadığını, ancak oğlunun "Örgüte yardım etmek" iddiasıyla tutuklanmasının ardından hayatında yeni bir perde açıldığını belirtti.

Açlık grevleri ve yürüyüşlere katıldı

Onbinlerce Kürt annesi gibi oğlunu görmek için cezaevi yollarını arşınlıyor ve cezaevi kapılarında işittiği hakaretlerle yeni bir yaşama başlayan Dılşah ana, Buca, Aydın, Torbalı, Urla cezaevlerine gidip geldiğini anlattı. Dilşah ana, bu süreci ise şu şekilde ifade ediyor: "Bu süre içerisinde devletin iç yüzünü görmeye başladım. Kendi durumumda olan birçok barış annesiyle tanıştım ve gördüğüm haksızlıklara karşı gelmek için onlarla birlikte açlık grevlerine, oturma eylemlerine, yürüyüşlere katıldık."

'Kürtçe konuştuğum için mahkeme salonlarından dışarı çıkarıldım'

Bu çalışmalar içerisinde de katıldığı tüm etkinliklerde kopup geldiği memleketi, köyü ve çocukları için ağıtlar yakıp, klamlar söylediğini ifade eden Dilşah ana, güzel sesiyle herkesin gönlünü fethederken, kendi gibi olan annelere de moral veriyor. Oğlunun 14 yıl boyunca cezaevinde kaldığını kaydeden Dilşah ana, oğlu hakkında açılan davanın her duruşmasında Kürtçe konuşup, sesini yükselttiği gerekçesiyle salondan atıldığını söyledi. İlk mahkemede hakimin 14 yıl hüküm kararını açıklamasından sonra hakimin kafasına ayakkabısını fırlatmakla başlayan bu süreci daha sonraları da benzer şekilde devam ettiğini dile getiren Dilşah ana, "Her mahkemede adaletsiz olduğunu düşündüğüm mahkemeyi Kürtçe bağırarak protesto ettim. Çoğu zaman zindan kapılarında polisin hakaretlerine maruz kaldım. Çok hakaret ettiler, ama ne olursa olsun korkmadım. Bu şekilde gerçekleri gördüm ve bu ülkenin annelerine yaşatılanlara tanık oldum. Bu sayede hayatı daha iyi anlamlandırıp tanımaya başladım" dedi.

Sesindeki hüzün ve güzellik tazeliğini koruyor

Bu sırada tek başına yaşayan bir kadın olarak çok zor günler geçirdiğini kaydeden Dilşah ana, hayatı boyunca çekilen her acıyı klamlarıyla dillendirip, çevresindekilerle yaşadıklarını da paylaştığını vurguladı. Dilşah ana, çok yürekli ve cesur bir kadın olmuş hayatı boyunca. Eşinin ölümü, çocuklarının ölümü, zindan kapıları, polis hakaretleri onu bu cesaretinden ve iradesinden alıkoyamamış. Şimdi ise yürümekte zorluk çekiyor, klamlarının bir çoğunu unuttuğunu söylüyor, ama halen sesindeki o hüzün ve ruhu saran güzellik canlılığını koruyor. DİHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum